GEZİ PARKINDA BAŞLAYAN DEMOKRATİK DİRENİŞİ SAYGIYLA VE SEVGİYLE SELAMLIYORUM.

Başbakan'ın demokratik taleplerde bulunan gençleri anlamak yerine onları bir kaç ayyaş, çapulcu ve marjinal nitelemesi bardağı taşırdı. Göstericileri teröristler gibi gösterme niyetleri ters tepti. Çünkü toplumun tüm kesimlerinden çapulcu, ayyaş dediği destekler hergeçen gün arttı.

Sayın okurlar.

27 Mayıs'ta başlayıp,'Gezi Parkı'ındaki ağaçları korumaya çalışan gençlerin üzerine polisin bibergazı ve Tomolarla saldırması sonucu patlak veren olaylar halkı ayağa kaldırdı.

Gençlere yapılan baskı ve saldırıların televizyonlar ve sosyal medya'da yayınlanması ardından Türk halkının tüm kesimlerinden onbinler Taksime aktı. Taksim'de demokratik taleplerinin Polis gücüyle bastırılmasına tepki olarak başta Ankara, İzmir, Bursa, Adana, Tunceli başta olmak üzere tüm illerde yapılan gösterilerde Taksim'e destek çığ gibi aktı.

Olaylar neticesi 1 Polisimiz ve 3 vatandaşımız şehit oldu. Şehitlerimizi saygı ve rahmetle anıyoruz.

Bu baskı görüntüleri dünyayı ayağa kaldırdı. başta ABD, AB, Rusya ve bir çok ülke gençlerin mesajının doğru okunması ve algılanması gerektiğ yönünde görüş bildirdiler. Gelişen büyüyen Türkiye'nin imajına yönelik antidemokratik baskı ve görüntüler ülkemizin imajına zarar vermiştir.  

Başbakan'ın demokratik taleplerde bulunan gençleri anlamak yerine onları bir kaç ayyaş, çapulcu ve marjinal nitelemesi bardağı taşırdı. Göstericileri teröristler gibi gösterme niyetleri ters tepti. Çünkü toplumun tüm kesimlerinden çapulcu, ayyaş dediği gençlere destekler hergeçen gün arttı.

Cumhurbaşkanı, Başbakanvekili bir zamanlar kendisine destek veren Akil Adamlar, Gazeteciler hatta tüm duyarlı insanlar, gençlerin verdiği mesajı anlarken, ne yazık ki Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bu gençleri anlamak istememiştir.

Gençlerin ağaçları korumaya yönelik başlayan direnişine sindirilmek, bastırılmak istenen her fırsatta kişisel yaşamlarına müdahale ve baskı içeren yasalarla gerilen gençler ve insanlar patladı. Taksim direnişine Tahrir'den, Tunus'tan, Fas'tan, Belçika'dan ve dünyanın değişik ülkelerinden destekler geldi.

Sağduyu ile başlayan bu gösterilerde yer alanların sorumlusu olarak'da sosyal medya ve tiwetter'ı dahi suçlamaya kalkan Başbakan, demokratik çıkışları klişeleşmiş laflarla geçiştirmeye başladı. Birileri düğmeye bastı, Faiz Lobisi'nin işi Türkiye'nin kalkınmasını istemeyenlerin işi, bizi sandıkta yenemeyenlerin işi, % 50'yi temsil ediyoruz' gibi laflarla bu gençlerin vermek istediği mesaj farklı mecralara çekti. Önce beyinlerde yer alan bu klişeleşmiş sözlerin setini aşarak, gençlerin gönüllerine inilmeli. Sağduyu ve yumuşatıcı ifadelerle bu gençler muhatap alınmalı. Siz gençlerinize sahip çıkmazsanız kim çıkacak?

Taksim'de Polisin müdahale etmediği 9 gündür bir bayram havası var. Tüm takım taraftarları, farklı grup ve düşüncelere mensup onbinlerce insan, Taksimde büyük bir dayanışma örneği sergilemekteler.

Bu gençler hiç bir partiye, hiç bir gruba mensup olmayan yeni çağın yeni teknolojisi ve yeni yaşam biçimleriyle daha özgür, daha demokratik, kişi yaşam ve haklarına müdahele edilmeyen bir yönetim istiyorlar. Bu istekleri çok iyi algılamak bu yönde politikalar üretmek gerekir. Bu gençler biat kültürüyle yönetilmeyi istemiyorlar. Bunun için direniyorlar.

Gösteriler esnasında Polisin güç kullanmasıyla beraber hoş olmayan olaylarda yaşandı. Gençleri anlama yerine onların istek ve taleplerine günlerce gaz sıkıldı, sivil giyimli eli coplu ve çivili sopalı kişiler gençleri dövdüler, darp ettiler. Bu görüntüler İzmir Valisi'ni bile çileden çıkardı 'Eli sopalı Polis' olur mu? diye. Ben Bu valimizi yürekten tebrik ediyorum.Bu gün İstanbul Valisi Avni Bulut'da gençlere sıcak mesajlar verdi. Vali Bulut, 'Bugece çok sıcaktı sizlerle beraber gezi Parkında yatmak isterdim. Sizleri seviyorum' sözleri çok anlamlı ve duyguluydu.

Ben bu Valilerimizi tebrik ediyor, diğer yöneticilerinde bu gençleri anlamalarını bekliyorum.

Biz yakıp yıkan, kamu malına zarar veren hiç bir eylemi mazur görmüyoruz, şiddetle kınıyoruz. Mustafa Kemal Atatürk'ün geleceği emanet ettiği gençlerini çapulcu, ayyaş ve marjinal göstermeye de hakkı yoktur.

Gençliğine değer vermeyen, onları dinlemek istemeyen, aşağılayan söylem ve eylemler, kendi geleceğimizi karartmaya yönelik olumsuz davranışlardır.

Gezi parkında Demokratik direnişini sürdüren tüm gençlerimizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.