MADIMAK ŞEHİTLERİNİ ONBİNLER ANDI

Sivas Katliamı'nın 20. yıldönümünde Madımak Oteli'nde yakılarak öldürülen 35 kişi onbinlerce kişinin katılımıyla Sivas'da anıldı.

Sivas Katliamı'nın 20. yıldönümünde Madımak Oteli'nde yakılarak öldürülen 35 kişi onbinlerce kişinin katılımıyla Sivas'da anıldı.

Sivas olaylarının 20'inci yıldönümü nedeni ile düzenlenen büyük anma ise Ethembey Parkı önünde başladı. Türkiye'nin çeşitli illeri ve yurt dışından kente gelenlerden oluşan gruplar park önünde toplandı. Ardından saat 11.00'de yaklaşık 10 bin kişilik kalabalık yürüyüşe geçti. Mevlana Caddesi girişinde önce barikatlar ile polis yolu keserken, yapılan görüşmenin ardından yol yeniden açıldı. Yürüyüş yapan grubun en ön bölümünde ise olayda yaşamını yitirenlerin aileleri yer aldı.

Hüzünlü olduğu gözlenen aileler ellerinde kaybettikleri yakınlarının fotoğrafları ile otel önüne kadar yürüdü. Yürüyüş sırasında kıyafetleri, vücudu ve sazı metal rengine boyanmış ve sazına barış logosu asılı olan temsili Pir Sultan Abdal da dikkati çekti. Yürüyüş ve anma etkinliği boyunca kent üzerinde bir polis helikopteri görev yaparak, anma törenlerini adım adım izledi.

Gezi Parkı tepkileri

Yürüyüş sırasında hükümet aleyhine sloganlar atan grup, Gezi olayları ile ilgili de tepkilerini sürdürerek olayda yaşamını yitiren Ethem Sarısülük için sloganlar attı. Ellerinde çeşitli döviz ve pankartlar taşılan kalabalık, Madımak'ın müze olması talebini yineledi.

CHP'yi temsilen etkinliğe Genel Başkan Yardımcısı Nihat Matkap, Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Şafak Pavey, Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemir, Tunceli Milletvekili Kamer Genç, Erzurum Milletvekili Muharrem Işık ve İstanbul Milletvekili Üstün Sarı katıldı. Etkinlikte bağımsız Van Milletvekili Aysel Tuğluk ile BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü de yer aldı.

Yaklaşık 1 saat boyunca yürüyen kalabalık grup, Mevlana Caddesi ve kent meydanı üzerinden hareket ederek
Atatürk Caddesi üzerinden eski Madımak Oteli, şimdiki Bilim ve Kültür Merkezi'nin bulunduğu Eski Belediye Sokak önüne kadar geldi. Saygı duruşunun ardından olayda ölenlerin isimleri tek tek okunurken, grup 'Burada' diye karşılık vererek yoklama yaptı.

Ailelerden ölen 2 göstericinin ismine tepkİ

Otel önüne gelen gruplar polis barikatı nedeni bina önüne kadar giremedi. Ötelin önüne sadece olayda yaşamını yitirenlerin aileleri ile milletvekilleri alındı. Bazı aileler bina içerisine girerek olayda ölenlerin isimlerinin yazılı olduğu pano önünde gözyaşı döktü. Ancak diğer ailelerin 'Bina müze oluncaya kadar içeriye girmeyeceğiz' uyarısı üzerine tüm aileler dışarı çıkarak bina önünde bekledi.

Otel önünde toplanan aileler adına konuşan ozan Hasret Gültekin'in eşi Hacer Gültekin, bina müze olana kadar içeriye girmeyeceklerini söyledi.

Otelin içerisinde yapılan pano bölümünde olayda yakılan kişilerle birlikte göstericilerin isimlerinin de bulunduğunu belirten Gültekin, "Anı tabelalarında katillerin de isimleri yazılı. O isimler silinsin istiyoruz. Saldırganların isimleri silinmeyecekse bizim yakınlarımızın isimleri silinsin istiyoruz. Bunu kesinlikle kabul etmiyoruz ve içeriye girmiyoruz. Hiç bir yerde hiç bir katliamda katillerle mağdurların isimleri yan yana yazılamaz" diyerek tepki gösterdi.

Binanın kamulaştırılmasından sonra oluşturulan anı bölümünde olayda yaşamını yitiren 37 kişi içerisinde 2 gösterici Ahmet Alan ve Hakan Türkgil'in isimleri de yer alıyor. Alfabetik sıralamaya göre yapılan düzenlemede Ahmet Alan'ın ismi de ilk sırada bulunuyor.

Şafak Pavey'in gözyaşları

Etkinliğe katılan
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Şafak Pavey, tekerlekli sandalye ile yürüyüşe katıldı. Etkinliğin başladığı yerden eski Madımak Oteli önüne kadar gelen Şavak Pavey otel önünde aile yakınları ile ilgilendi. Elinde karanfil bulunduran Pavey'in bina önünde beklerken gözyaşlarını tutamadığı görüldü. Etkinlik için otel önüne gelenler Pavey'e yakın ilgi gösterdi.

Konuşmalar bitene kadar otel önünde bekleyen Pavey, daha sonra elinde tuttuğu karanfilleri bina girişine bırakarak alandan ayrıldı.



Konuşmalar

Otel önündeki anma etkinliği kapsamında daha sonra ses yayın sistemi bulunan otobüs üzerinden konuşmalar yapıldı. Etkinlikte konuşan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Kemal Bülbül, katliamın üzerinden 20 yıl geçmesine rağmen acısının dün gibi taze olduğunu belirtti. Bülbül, Madımak Oteli'nin utanç müzesi olması gerektiğini belirterek, "Madımak müze olmadan
Alevi açılımı olmaz. Alevi açılımının başlangıç noktası Madımak'ın müze olmasıdır" dedi.

Taksim'de meydana gelen olaylarla Türkiye'ye yayılan demokratik taleplere sahip çıktıklarını belirterek, Taksim ve Lice olaylarında güvenlik güçlerinin tutumunu eleştirdiklerini belirterek,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın tavır, hareket ve şiddet dilini bırakması gerektiğini dile getirdi.
Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Selahattin Özel de otelin utanç müzesi olması isteğini tekrarlayarak, "Burayı Bilim ve Kültür merkezi yapmışlar. Üçüncü köprüye Yavuz Sultan Selim adı konulmuştu, bari buraya da Yavuz Sultan Selim adını koyun" dedi.

Avrupa
Alevi Birlikleri Konfederasyonu Genel Başkanı Turgut Öker ise, "20 yıl boyunca her fırsatta şehitlerimizi asla unutmadık, unutmayacağız. Eğer unutmuş olsaydık bugün burada sadece insanımızı değil, canlarımızı, kimliğimizi, değerlerimizi, inancımızı kaybetmiş olacaktık. Örgütlenmekten başka bir seçeneğimiz yok. Yıllarca buraya gelemedik ve şehitlerimizi anamadık. Ama ne zaman bir araya geldik binler olduk" diye konuştu.

Türkiye Barolar Birliği Genel Başkanı Metin Feyzioğlu, yeni Madımak katliamlarının adliyelerde yaşandığı görüşünü savundu. Feyzioğlu, "20 yılda adliyeler olayın faillerini aklamak için çalıştı. Biz sadece insanca yaşamak istiyoruz. Özgürce yaşamak istiyoruz. İncinsek de incitmeden yaşatalım istiyoruz. Size söz veriyorum. TBB olarak bundan sonra bu davanın zaman aşımına neden olanlara, kaçakları kaçıranlara karşı hep birlikte sizinle omuz omuza savaş açıyoruz" diye konuştu.

Aileler adına Avukat Şenel Sarıhan, Madımak'ın utanç müzesi yapmayan iktidara tepki göstererek, ailelerin çağrısına kulak vermesini istedi. Şenal Sarıhan ailelerin, özellikle şeriat ve gericilere ders olsun diye utanç müzesi olana kadar binaya girmeme kararı aldıklarını söyledi. Etkinlikte son olarak olayda ölenlerden Handan Metin'in babası Sadık Metin kısa bir konuşma yaptı.

Konuşmaların ardından gruplar, yine geldikleri güzergahı kullanarak alandan ayrıldı. Anma etkinlikleri sırasında her hangi bir taşkınlık yaşanmadı.


Vali de karanfil bıraktı

Sivas Valisi Zübeyir Kemelek ve Belediye Başkanı Doğan Ürgüp, kamu kurum ve kuruluşlarının müdürleriyle, 2 Temmuz 1993'te çıkan olaylarda hayatını kaybeden 37 kişi için, Bilim ve Kültür Merkezi'ne dönüştürülen eski Madımak Oteli binasında oluşturulan anı köşesine karanfil bıraktı.

Sivas'ta ne olmuştu?

Pir Sultan Abdal Kültür Etkinlikleri kapsamında Sivas'a gelen ve aralarında Aziz Nesin, Nesimi Çimen, Hasret Gültekin, Arif Sağ, Metin Altıok gibi sanatçı, yazar ve aydınlar ile diğer konuklar
Alevi karşıtı kışkırtmalar sonucu hedef haline getirilmişti. 2 Temmuz 1993'te Cuma namazından çıkan kalabalıklar giderek artmış ve önce etkinliğin yapıldığı yerlere yönelerek burada bulunanlara saldırmış ve taşlamıştı.

Ardından davetlilerin kaldığı Madımak Oteli'ne yönelen kalabalık bir süre sonra oteli ateşe vererek, Şair Metin Altıok, yazar Asım Bezirci, ozan Nesimi Çimen ve Hasret Gültekin'in de aralarında yer aldığı 33 kişi ile 2 otel görevlisini öldürmüşlerdi. Olayda oteli yakmaya çalışan saldırgan gruptan 2 kişi de ölmüştü. Yazar Aziz Nesin ve Arif Sağ'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi de yakılan otelde ölümden dönmüş ve yaralı olarak kurtulmuştu.


Yargılama süreci

Katliamla ilgili 124 kişi hakkında "laik anayasal düzeni değiştirip din devleti kurmaya kalkışma" suçlamasıyla açılan dava 26 Aralık 1994'te sonuçlandı ve 22 kişi 15'er yıl, 3 kişi 10'ar yıl, 54 kişi 3'er yıl, 6 kişi ise 2'şer yıl hapis cezasına çarptırıldı. 37 sanık hakkında da beraat kararı verildi. Sanıkların temyiz ettiği davada Yargıtay kararı bozdu ve yargılama yeniden yapıldı. 28 Kasım 1997'de biten yeniden yargılama sonucunda, 33 sanık idama ve 14 sanık 15 yıla kadar değişen hapis cezalarına mahkum edildi. Yargıtay 33 sanık hakkında verilen idam cezasını bozdu ve bu sanıklar için yapılan yeniden yargılama 2000 yılında tekrar idam cezası kararı verilmesiyle sonuçlandı. İdam cezasının kaldırılmasıyla sanıkların cezaları ağırlaştırılmış müebbet hapse çevrildi.

Firari sanık 19 yıl boyunca Sivas'taymış

Katliamın kilit ismi olarak nitelendirilen firari sanıklardan dönemin Sivas Belediye Meclisi Üyesi Cafer Erçakmak ve Yargıtay'ın 1997'deki bozma kararından sonra firar eden 8 sanık ise yakalanamadı. Cafer Erçakmak'ın geçen yıl ölmesi üzerine, bu süre zarfında Sivas'ta yakalanmadan yaşamayı sürdürdüğü ortaya çıkmıştı.

Dava zaman aşımına uğradı

Öte yandan, Sivas davasının firari 5 sanığı ile ilgili kısmı 13 Mart 2012 tarihinde zaman aşımına uğradı ve düşürüldü