Bugüne dek Türkiye'de COVID-19 benzeri bir pandemi yaşanmamıştı. Küresel koronavirüs pandemisi günlük yaşamımızı büyük oranda değiştirdi; işletmeler, okullar, insanların bir araya gelebileceği pek çok yerin kapanmasıyla birlikte bizler de karantina sürecine girdik. Virüsün yayılma hızının azalmaya başladığı zaman ise "yeni normal" ile bu sosyal izolasyon sürecinden çıkmaya başladık.
Bugüne dek Türkiye’de COVID-19 benzeri bir pandemi yaşanmamıştı. Küresel koronavirüs pandemisi günlük yaşamımızı büyük oranda değiştirdi; işletmeler, okullar, insanların bir araya gelebileceği pek çok yerin kapanmasıyla birlikte bizler de karantina sürecine girdik. Virüsün yayılma hızının azalmaya başladığı zaman ise “yeni normal” ile bu sosyal izolasyon sürecinden çıkmaya başladık.
Tüm bu zorlu süreçler hepimizi birçok konuda olumsuz etkiledi. Bu olumsuzluklardan biri var ki etkisi çok daha sonra gösteriyor. Aniden veya yavaş yavaş ortaya çıkan bu sorunların kaynağı psikolojik olabilir. Klinik Psikolog Esra Ceco, "Koronavirüsün Psikolojik Etkilerine" Dikkat Çekti.
Koronavirüs depresyona neden olabilir!
Pandemi sürecinde alışkanlıklarımız, günlük yaşamımızın rutinleri değişti; ofise gitmek yerine evden çalışmalar başladı, mali nedenlerle bazı iş yerleri kapandı, sosyalleşmek için bir araya gelmek imkânsız hale geldi. Sosyal izolasyon, çaresizlik ve değersizlik duyguları, gelecekle ilgili umutsuzluk ve rutin olmama depresyondeneyimine yol açan unsurlardan. Çinli psikologların yaptığı bir araştırmada, koronavirüs pandemisi nedeniyle işini bırakmak zorunda kalan kişilerin fiziksel ve psikolojik sağlıklarının kötü etkilendiği ortaya çıkarıldı. Pandemiden dört ay sonra yapılan bir çalışmadaki veriler ise insanların %27'sinin orta ila şiddetli depresyonbelirtileri olduğunu gösteriyor. Bu oranın koronavirüs öncesinden 3 kat daha fazla olduğu söyleniyor.
Koronavirüs Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB) hastalığına neden olabilir!
OKB'li bireyler, rahatsız edici düşünceleri (takıntıları) hafifletmek için genellikle aşırı davranış kalıpları (zorlantılar) kullanırlar. Bu pandemi dönemi, OKB'si olan insanlar için "kişisel bir kâbus" olarak tanımlanabilir. Virüsün bulaşma korkusu gerçek dışı bir korku değildir fakat OKB'si olan insanlar, belirsizliği tolere etmek yerine, kontrol etmek ve güvence aramak için saatlerini harcarlar; aşırı el yıkayabilir, her şeye hazırlıklı olma çabasıyla malzemeleri istifleyebilirler.
Yalnızlık işi zorlaştırıyor!
İnsanlar sosyal varlıklardır. Hayatta kalmak için başkalarıyla bağ kurmaya ihtiyacımız var. Yalnızlık, bağışıklık sisteminin zayıflamasından kalp sorunlarına kadar sağlıkla ilgili pek çok soruna yol açabiliyor. Sevdiklerimize yakınlaşmanın zor olduğu bu zamanlarda sosyal izolasyon ile birlikte ise yalnızlık üst seviyelere çıktı. Koronavirüs öncesi kamusal yaşamdan büyük ölçüde dışlanmış bir nüfus olan yaşlılar ise yalnızlıktan en çok etkilenenler arasında.
Madde bağımlılığı arttı!
Alkol veya uyuşturucuya yönelmek, iç veya dış stresi "uyuşturmak" için hızlı bir çözüm olabilir." Fakat stresle uyuşturucu ve alkol bağımlılığı yoluyla başa çıkmanın uzun vadeli sonuçları vardır. Madde bağımlılığı kişiler arası çatışmalara, umursamaz davranışlara yol açabilir ve bu da üzüntü, yalnızlık veya depresyon hissini yoğunlaştırabilir.
Bazı bireyler için COVID-19 ile ilişkili psikolojik belirtiler uzun süreli olabilir ve kişisel, sosyal veya akademik/mesleki işlevsellikte önemli bozulmalara yol açabilir. Korkularınızın hayatınızı normalin üzerinde kısıtladığını düşünüyorsanız bir uzmana başvurabilirsiniz