T. C. Diyanet İşleri Başkanı Sayın Prof. Dr. Ali Bardakoğlu Avrupa'daki görüşmelerinin son durağı olan Belçika'daydı.
T. C. Diyanet İşleri Başkanı Sayın Prof. Dr. Ali Bardakoğlu Avrupa'daki görüşmelerinin son durağı olan Belçika'daydı. Almanya, Fransa, Hollanda'da bir haftadan beri görüşmelerde bulunan Bardakoğlu, Belçika Diyanet Vakfı salonunda Din Görevlileri ile bir araya geldi. Basın'ın büyük ilgi gösterdiği toplantıda yaklaşık 40 dakika konferans veren Bardakoğlu'nun her sözü geleceğe aydınlıklar saçan ışıklar gibiydi. Şimdiye kadar dinlediğim en güzel konferanslardan birisiydi diyebilirim. Ciddi, inançlı ve cesaretli açılımları bilimsel olarak projelendiren, insanlık adına çok önemli barışsal katkılı sözlerin ifade edilmesi beni oldukça umutlandırdı doğrusu. Şahsen Belçika'nın Diyanet açısından çok şanslı bir dönemde olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Konferans'a ev sahipliği yapan Din Hizmetleri Müşaviri Sayın Prof. Dr. Halife Keskin'in o engin açılımcı ve aydınlatıcı görüşlerinin ne kadar ciddi ve önemli olduğunu, Sayın Bardakoğlu'nu dinledikten sonra daha da anladım. Belli ki Diyanet İslam'ın özdeğerlerine sadık kalarak gelişen dünya standartlarında bir eğitim ve öğretim politikası takip etmekte. Prof. Dr. Bardakoğlu'nun Diyanet İşleri Başkanlığına geldiği günden beri ekibiyle yaptığı çalışmalarla hoşgörülü, akademik ve daha kaliteli hizmetleri sunacağını tahmin edebiliyordum. İlk dönemlerdeki mesajlarındaki satır aralarında bu yöndeki açılımlarının ipuçlarını vermekteydi. Bu yöndeki çalışmalarının Ankara'dan Avrupa'ya yayılacağını bu gün daha net görmekteyiz. Bardakoğlu'nun birbirinden güzel mesajları yalnız kendi toplumumuzun aydınlatılması ve aktiviteleşmesine yönelik değil, aynı zamanda diğer toplumlarında doğru bir biçimde aydınlatılması adına çok önemlidir. Ãzellikle batılı toplumlarda İslamı marjinal guruplar kendilerine has düşüncelerle ifade etmekteler. Bu ise yarı bilgilenmelere İslam'ın yanlış anlaşılmasına neden olmakta. Diyanet'in Avrupa'da açılımını yaptığı yeni projelerin gerek kendi toplumumuz gerekse içinde bulunduğumuz diğer toplumlar için bir şans olduğunu düşünmekteyim. Disiplinli, ilkeli ve ciddi çalışmalarıyla Türk toplumuna öncülük eden Diyanet kurumu ve kadrolarının özverili çalışmaları entegrasyon sürecindeki gelişmelere oldukça müsbet yansımakta. İslamı kendi öz kaynaklarından doğru bir şekilde anlatacak olan kurumların olmayışından istifade eden marjinal gurupların önü ancak disipline edilmiş ilkeleri belli kurumlarla olur. Avrupa için özellikle Türk toplumu içinde Diyanet kurumları önemli bir şanstır. Diyanet'in Avrupa'da gerçekleştirmek istediği projeler yalnız dini bilgileri içeren bir hizmet anlayışı değildir. Bunu bu gün Diyanet'in başında bulunan en yetkili şahıstan dinlediğimizde doğrusu içimizde büyük umutlar doğdu. Diyanetin Avrupa'da hayata geçirmeği planladığı fakülte, enstitüler gibi ilme ve bilme dayalı akademik oluşumları toplumun dini ihtiyaçlarının yanında, eğitim, çevre ve yönlendirme gibi hizmetlerlede toplumsal barışa katkı yapacağı için önemlidir. Entegrasyonda samimi olanların Diyanetin projelerine destek vermeleri gerekir. Aksi halde boşluktan yararlanan marjinal yapılanmalar ve bunun sonucundaki olumsuz etkiler hem İslam inancına hemde topumlarımıza zarar verebilir. Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu'nun ileriye dönük aydın düşünceleri, Avrupa'nın merkezinde görev yapan Sayın Prof. Dr. Halife Keskin'in bir şans olduğunun altını çizmek istiyorum. Merkezi kurumla aynı aydınlık düşünceleri hayata geçirmeye çalışan Keskin'e yardımcı olunmalıdır. Diyanet seçilmiş kadroları toplumsal barışın teminatı konumunda toplumlarına öncülük etmekteler. Sayın Başkan Prof. Dr. Ali Bardakoğlu'nın dinin kendi mecrasından doğru bir şekilde öğretilmesine yönelik hassasiyetlerinin yanında çevreye, kişi haklarına ve kız çocuklarının eğitilmesine yönelik samimi ifadelerini batılı yöneticiler dikkate almalıdır. Bardakoğlu'nun özellikle şu sözleri çok anlamlıydı, 'diğer inanç ve kültür yapıları bir zenginlik olduğunu, bu toplumlarla da İslam'ın engin hoşgörüsünü milli hasletlerimizle konsept ederek aşabileceğimizi belirtmek isterim' sözü evrensellik ifade ediyordu. Toplum kalitesinin yükseltilmesine yönelik bu çalışmalar için başkanın da değindiği gibi 'diyanet camiasına, siyasilere, sivil toplum kuruluşlarına ve basına' büyük görevler düşmekte. Barışı ve hoşgörüyü özümsemiş bilimsel ve akademik verilerle donanmış aydınlık geleceğe inanan insanların bu konuda duyarlı olacağına inanıyorum. Bir basın mensubu olarak bu konuda üzerimize düşen sorumlulukları yapabileceğimizi ifade etmek isterim. Aydınlık yarınlarda görüşmek ümidiyle... Celil GÃNDOĞDU 25-10-2008