SİYASİ ENGİZİSYONUN HEDEFİNDEKİ DERYA ALİC/Celil Gündoğdu

Belçika'da yaşayan toplumumuzun bağrından çıkmış kendilerini topluma adamış bir çok insanımız vardır. Bunların içinde bay bayan farketmeden tüm topluma kucak açmış herkese hizmeti amaç

Belçika'da yaşayan toplumumuzun bağrından çıkmış kendilerini topluma adamış bir çok insanımız vardır. Bunların içinde bay bayan farketmeden tüm topluma kucak açmış herkese hizmeti amaç edinmiş kişilerimiz her zaman hedefe konulmaya çalışılıyor. Siyaset demokrasilerde saygın bir meslek olmakla beraber ne yazık ki zaman zaman da acımasızlığı ile toplumsal huzursuzluklarada neden olmakta. Hayatta tüm başarılı çalışmalar her zaman övülmezler ne yazık ki kıskançlıklardan kaynaklanan egoist düşüncelerle yerilirler de. Başarılı insanlarımızın arkasında durup onları hizmetlerinin daha da verimli olması için destekleyeceğimize, başarılı insanların önünü kesip onları hizmetlerinden alıkoymak gibi bir anlayış, siyasi rekabetin bir kuralı haline getirilmekte. Yaklaşan seçimlerde siyasilerin birbirleriyle medeni ve demokratik kurallar çerçevesinde mücadelelerini beklerken olumsuz olaylarada şahit oluyoruz. Basın sitelerinde bu gün okuyacağınız Derya Aliç ile ilgili haber beni son derece rahatsız etti. Belçika basını her seçim öncesi özellikle Türk kökenli siyasilerle ilgili olumsuz haberler yaparak, toplumun temsilcisi olacak veya olan insanlarımıza yönelik karalama kampanyalarına devam ediyorlar. Önceleri Emir Kır, Sait Köse, Halis Kökten, Ergun Top, Murat Denizli, Nebahat Acar ile ilgili olumsuz haberlerle bu şahsiyetler karalanmak istendi. Ancak gördük ki toplumumuz tüm Belçika basınının karalamalarına rağmen siyasilerine sahip çıkmışlardır. Bu gün ise başarılı çalışmalarıyla göz dolduran. Türk kadınları, gençleri ve çocuklarının eğitim, sosyal ve kültürel çalışmalarına büyük emekler sarfeden deya Aliç siyasi engizisyona tabi tutulmakta. Seçimin yaklaştığı bir dönemde Aliç'in de kendi ifadesinde bu kampanyanın siyasi olduğu görülmekte. Siyasi endişelerden dolayı siyasetten uzaklaştırılmaya çalışılan Aliç'in böylesi bir olayla engellenmesi siyasi soru işaretlerini ister istemez akıllara getiriyor. Madem Aliç Schaerbeek^te oturmuyorsa neden bu konu seçime bir iki ay kala gündeme geldi. Raporu daha önce neden tutulmadı. Yine Aliç, 2006'da da aynı şartlarda bu evde ikamet ettiğini o günden beri sorun olmayan adresim neden bu gün sorun edilmekte?" dedi. Hangi parti olursa olsun, kim olursa olsun kimsenin siyasi rekabette kurban gitmesine razı değiliz. Siyaset medeni kurallar içerisinde, demokratik bir biçimdeyapılması gereken saygın bir kurum olarak kalmalı. Şayialar içeren durumlar ve ortamlarda yapılan siyasetin ne topluma nede kurumlara faydası vardır. Siyasilerin yanlış ve hataları olmuş olsa bile bu hataları, yanlışları saklayıp seçim dönemlerinde medyaya pazarlamanın etik olmadığını demokrasilerin başkenti Brüksel'e yakışmıyor. Siyaset yapanlar enerjilerini fikirlerini birilerinin sırtında yükselmekten öte, tüm toplumu kucaklayan, hoşgörü, sevgi ve barış içerisinde demokratik mücadelelerini sürdürmeliler. Kendilerine özgüvenleri olmayanların başkalarının zaafiyetleri üzerinden prim beklemeleri hiç bir saygın insana yakışmaz. Derya Aliç'in de diğer siyasilerimiz gibi bir siyasi engizisyon ile karşı karşıya olduğunu görüyoruz en azı zamanlama buna işaret ediyor. Bu tür olumsuz davranışlar halkımızı siyasetten soğutur. Bu tür olaylara meydan vermemek gerekir diye düşünüyorum. Siyaset insanlara ve insanlığa hizmet içindir. Siyaset şaibelerin oluşturulduğu kulvar değildir. Siyasete saygın insanlarımızın bu tür olumsuzluklara karşı mücadele edeceklerini düşünüyorum. Saygılarımla