BELÇİKA TÜRK KAMUOYUNA DUYURU/ Celil Gündoğdu

Öncelikle sizleri saygıyla selamlayarak, Belçika Türk Yerel basınındaki zorlukları, sıkıntıları ve sorumluluklarını sizlerle paylaşmak istiyorum.

Sayın okurlar, Öncelikle sizleri saygıyla selamlayarak, Belçika Türk Yerel basınındaki zorlukları, sıkıntıları ve sorumluluklarını sizlerle paylaşmak istiyorum. Bilindiği gibi everensel basının bile sıkıntı yaşadığı bir dünya ortamında biz yerel basın mensupları çok kısıtlı imkanlarla fedakarca kültürümüzü, dilimizi yaşatılması mücadelesini vermekteyiz. Bir taraftan bunları yaparken, diğer taraftan da çıkardığımız gazete, dergi ve internet sitelerinde de sizleri kendi dilinizden gelişmeler ile ilgili olarak haberdar etmenin mücadelesini vermekteyiz. Bir avuç gazeteci arkadaşımızla gecemizi gündüzümüzü mesai kavramı nedir bilmeden bu hizmetlere adadık. Bizler çıkardığımız ve ürettiğimiz yayınların hem genel yayın yönetmenliğini, hem muhabirliğini, hem kameramanlığını, hem muhasebeciliğini, hem dağıtıcılığını yapan emek işçileriyiz. Bir çoğunuzda bunun farkında. Bir taraftan gece gündüz koşturarak, sizlerin ortaya koyduğu etkinlikleri onbinlerle paylaşılmasını sağlarken, bir taraftanda çıkarmaya ve üretmeye çalıştığımız hizmetlerin maliyetlerini tedarik için koşturmaktayız. Bir kaç şirket anlamında sponsorun verdiği desteklerle bu hizmetleri yapmaktayız. Ancak son dönemlerde bu şirketlerinde ödemelerindeki geciktirmeleri bizleri zor durumda bırakıyor. Buda yeterli olmuyor ve biz her sayıyı sıkıntılarla yayınlıyoruz. Bir sayıyı çıkarırken öteki sayının stresini yaşıyoruz. Hani derler ya ‘davulun sesi uzaktan hoş gelir diye’ birileri bizleri işleri son derece iyi gazeteciler olarak da görüyorlar. İşin içinde olan meslekdaşlarımız bunu daha iyi bilirler. Bizler sizlerin yaptığı her etkinliği, her sosyal faaliyeti kaçırmamak tarihe not düşmek üzere çalışıyoruz ve bundan büyük zevkde alıyoruz. Ancak bizler tüm bu çalışmaların maliyetleri sıkıntıya sokuyor. Her hizmetin bir bedeli vardır. Biz de karşılıksız olarak hiç bir ciddi getirisi olmayan ancak aşkla yaptığımız gazetecilik mesleğinde zorlanıyoruz. Bu durum böyle devam ederse gerek çıkarmış olduğumuz aylık Belçika Haber. Be. Dergisini, gerekse sitemizi karartma dondurma akabinde de durdurma kararı almak zorunda kalacağız. Saygıdeğer okurlar, Bizler yayın politikamızı ‘Önce İnsan anlayışı’ üzerine bina ederek, kendi özkültürümüzü koruyarak Türkçe yayınlar yapmaktayız. Takdir edersiniz ki Türkçemizin yaşaması ve Türk toplumunun faaliyetlerinin bizlerin yayınlarıyla arşivlenmesi için bu tür yayınlar çok önemli. Buradan Belçika’da yaşayan Türk Toplumuna seslenmek istiyorum. Sizlerin sesi olan bizlere sahip çıkmanız, kendi kültürünüze ve dilinize sahip çıkmak anlamına gelir. Bizler hiç bir geliri olmayan insanlar olarak bu yükü kaldıramıyoruz. Toplumsal olarak bu konu hakkında ciddi ciddi düşünülmesi gerek. Bu toplumsal bir meseledir. Bizler çekilir köşemize yaşam mücadelesi veririz sizler gibi. Ancak kültür elçisi bir avuç insanı kaderine terkederek, parmakla sayılacak az olan Türkçe yayınların susmasının dilinizin susması anlamına geleceğini lütfen unutmayalım. Entegrasyon sürecindeki bu ihmallerin bir gün toplumumuza asimilasyon olarak etki edeceğini de unutmamalıyız. Biz tüm bu sıkıntılarımızı resmi yetkililer olmak üzere herkese zaman zaman açıkladık. Bu istek ve taleplerimize karşılık yetkililer her zaman duyarsız davrandı. Ancak toplumumuzun ve yetkililerin duyarsızlığının bedelini bir avuç meslekdaş yerel basın mensuplarımız neden ödesinler ? Fedekarlık toplumla paylaşıldığı zaman daha anlamlı olur. Bizler Belçika’da yaşayan yaklaşık 200 bin Türk Toplumunun sesi nefesi olmaktayız. Bu toplum aylık yayınlanan 2 gazete ve bir dergiyi yaşatacak potansiyele sahip değil mi ki bizler kapanmayla yüzyüze yayınlarımızı durdurma durumuna gelelim. Her fırsatta haberlerini yaptığımız onlarca üst çatı kurumu olan federasyonlarımız ve bunlara bağlı yüzlerce birimlerin her bir gazete ve dergiye abone olması bile bu yayınların yaşamasına katkıda bulunabilir. Bizleri her fırsatta sorgulayarak, neden haberlerimiz çıkmıyor, neden resimlerimiz yayılanmadı diye eleştirenlerin, sitem edenlerin bu yayınlar nasıl çıkıyor bu konuda bizler neler yapabiliriz ? sorularını maalesef sormamaktalar. Resmi kurumlarımız başta olmak üzere Avrupa’nın merkezinde bir çok Türk kuruluşunun merkezleri var. Bunlar birer abone olsalar, uzak bölgelerdeki insanlarımız abone olsalar, esnaflarımız abone olsalar bu yayınlar yaşamakla beraber, kalitelerini artırarak daha iyi hizmetlerde verirler. Biz elimizden gelen fedakarlıkları yapıyoruz. Ancak gücümüzü aşan konularda dayanma gücümüz yoktur. Bizi aşan konuların başında mali sorunlarımız var. Bu sorunlarımızı toplumsal olarak sahiplenerek sesimizin ve dilimizin yaşatılması konusunda resmi ve sivil toplum kuruluşlarından ciddi adımlar bekliyoruz. Takdir edersiniz ki yayınlarımızı ücretsiz dağıtıyoruz. Sponsorlarımızın yeterli olmamasıda böyle gittiği takdirde yayınlarımızı durdurma kararına bizleri götürecektir. Bu sorunlarımızı başta resmi kurumlarımız olmak üzere, sizlere bir kez daha duyurmak istedik. Bu toplumsal soruna top yekun sahip çıkılmadığı takdirde yayınlarımızı durdurma kararımızdan dolayı bizleri mazur görmeniz adına bu bilgilendirmeyi bir kez daha yapmayı uygun gördük. Unutulmamalıdır ki; 'Basın toplumumuzun gür sesidir. Basını susmuş toplum dilsiz insan gibidir...' Saygıylarımızla.... Su an yorum yok