Binfikir Oyuncuları’nın 6. kez sahnelediği “Saint Nicolas, Nasrettin Hoca ve Gülmeyen Kız” oyunu Brüksel’de yine önemli bir seyirci kitl
Binfikir Oyuncuları’nın 6. kez sahnelediği “Saint Nicolas, Nasrettin Hoca ve Gülmeyen Kız” oyunu Brüksel’de yine önemli bir seyirci kitlesine ulaşırken, Türk tiyatrosunun usta ismi Erol Günaydın oyun sırasında Meddah kişiliğini anlatarak hem oyunculara destek oldu, hem seyircileri güldürerek bilgilendirmiş oldu. Oyunun ardından aynı hikayenin çizgi roman albümünü tanıtan Binfikir ekibine, projeye yardım eden devlet temsilcilerinden övgü yağdı.
Meddah’ı anlattı
Anadolu’nun iki sevimli kahramanını ve hoşgörü felsefesini anlatan “Saint Nicolas, Nasrettin Hoca ve Gülmeyen Kız” oyununun onur konuğu, Türk tiyatrosunun çınarı Erol Günyadın oldu. Geleneksel tiyatronun önemli unsurlarından Meddah’ı anlatan Günaydın, Meddah’a ilişkin bilgilerin yanı sıra geçmişte ün yapmış bazı hikayeleri de seyircilerle paylaşarak hem bilgilendirdi, hem güldürdü: “Meddah ´medh-ü sena´dan gelir. Meddahlar, “Allah millete, devlete zeval vermesin, Allah kimseye dert vermesin” diye başlayıp daha sonra dünyevi konulara girmişler. Dini sebeplerden dolayı yasak olan sanat böylece toplum kültürüne yerleşmiş. Şimdi bu meddahlar, evvela Battal Gazi, Zaloğlu Rüstem gibi kahramanlıkları anlatmışlar Anadolu´da. Manzur söylerler, söylerken de oynarlar, taklitler yaparlardı. Meddah eskilerde ezber değil doğaçlamardı. Meddahlar gittikleri köy ve kasabalarda buldukları hikayeyi halka okurlar, anlatırlar, haberleşme vasıtası olarak kullanırlardı. Ardından taklit geleneği gelişmiş. Mesela ´Ebur Ebube´, hayvan taklitleri yaparmış. Oturduğu yerde bir eşek takliti yaparmış ki, sesini duyan bütün eşekler anırmaya başlarlarmış. O devirde Yahudi, Ermeni, Rum, Anadolu´lu, kuzeyli, güneyli, Laz, her milletten vardı. Onun için o diller kullanımdaydı. Meddahlar uzun ramazan gecelerinde sahurlara kadar gövde gösterisi yaparlardı. Taklitler de en çok bu dönemlerde yapılırdı. Meddahlarda biri, ´Galata Köprüsü´ takliti yaparmış. Köprüdeki bütün insanları taklit edermiş. Dinlediğiniz zaman Galata köprüsünden geçmiş gibi oluyordunuz. Çünkü o zaman başka bir eğlence yoktu. Ne sinema var, ne televizyon var, ne radyo var, ne şu var ne bu var”. Oyun sayesinde tiyatroya ilk adım attığı yıllara ve çocuk oyunlarına döndüğünü belirten Günaydın, kendisine gösterilen ilgi karşısında duygulandı ve tüm ekiple seyircilere teşekkür etti.
Çizgi Roman’dan övgüyle bahsettiler
Oyundan esinlenen ve Gürcan Gürsel’in çizdiği “Saint Nicolas, Nasrettin Hoca ve Gülmeyen Kız” adlı çizgi roman albümü de oyunun ardından bir resepsiyonla tanıtıldı. Binfiki adına söz alan Serpil Aygün ve Erdem Resne, yoğun geçen 2009 yılının son projesi olan Çizgi Roman’ı da zamanında yetiştirmekten dolayı duydukları mutluluğu dile getirdiler. Önce tiyatro oyunu, ardından Brüksel Çizgi Roman yılı dahilinde “Türkiye’de çizgi roman” konferansı ve “Küçüklerden büyüklere karikatürler” sergilerini düzenlediklerini hatırlatan Aygün ve Resne, önemli bir karikatür geleneği bulunan Türk toplumunun, Çizgi Roman başkenti Brüksel’de kendini ifade edecek bir alan bulduğunu ve bu boşluğu doldurmak gerektiğini vurguladılar. Çocuklara hoşgörü aşıladığı kadar dil öğrenimine de yardımcı olacak ve Türkçe-Fransızca, Türkçe-Flemenkçe olmak üzere iki ayrı versiyonu bulunan çizgi roman albüme destek veren yetkililer de Binfikir’in çalışmalarını takdir ettiler. Brüksel Eşit Haklar eski Devlet Sekreteri Brigitte Grouwels adına konuşan danışman Rita Triest, Binfikir’in Belçika’daki Türk toplumunun kültürünü yaşamasına ve buraya uyarlamasında önemli bir rol oynadığını belirtti: “bu oyun sayesinde biz Belçikalılar da hatırladık ki, Saint Nicolas aslen Anadolu’dan gelme. Bunun ötesinde Türk toplumunda var olan fakat bizim az bildiğimiz çizim ve mizah kültürünü de Brüksel’de vurgulamak, hem Brüksel’in çizgi roman kültürüne, hem de Türk toplumunun kültür yaşamına önemli katkı sağlayacaktır.”
Brüksel Bölge Bakanı Emir Kır da Saint Nicolas ve Nasrettin Hoca’nın buluşmasından sembol olarak güzel bir birleşim çıktığını belirtti ve ekledi: “semboller üzerinde oynamak etkileyici fakat zor bir şey. Saint-Nicolas ve Nasrettin Hocayı buluşturmak kolay değil ama güzel yapılıca artı bir değer ortaya çıkıyor. Ayrıca Erol Günaydın, zaten her akşam her Türk ailesinin evine film veya diziyle giren bir kişilik. O’nun burada olması da önemli bir simge. Oyun ve albümün hikayede asıl dikkat çeken, çocuk eğitiminde anne-baba’nın önemi ve tüketim toplumuna karşı olması gereken tutumdur. Bu açıdan hikaye çocuklar kadar büyüklere de hitap ediyor”. Senatör Fatma Pehlivan, Türk çocuklarının burada Red Kit, Tenten gibi kahramanlarla büyüdüğünü, Saint Nicolas ve Nasrettin Hoca’nın albümleştirilmesiyle belki çocuklara esinlenecek iki kahraman daha sunulduğunu vurguladı.
08/12/2009, Binfikir