Her yılın başlangıcı her ne kadariyi dilek temennileri ile başlasada ne yazık ki, iyi dileklerle başlayan yeni yılın günleri ilerledikçe dünyamız
Sayın okurlar,
Her yılın başlangıcı her ne kadariyi dilek temennileri ile başlasada ne yazık ki, iyi dileklerle başlayan yeni yılın günleri ilerledikçe dünyamızdaki olumsuzluklarda tüm iyi niyet dileklerine rağmen yerini olumsuzluklara bırakmakta.
2009 yılı insanlık adına çok karamsar manzaraların yer aldığı bir yıl oldu. 2009 yılına global kriz, global grib (domuz) ve globalterör damgasını vurdu.
Geçen yıllarda olduğu gibi bu yılda yine özellikle islam coğrafyasında katliam, terör ve saldırılar artarak sürdü.
Afganistan, Irak, Pakistan, Filistin, Lübnan gibi islam ülkelerinde kan akmaya devam etti. Hep islam ülkelerinde kan akarken, her nedense diğer ülkelerde özellikle batılı ülkelerde savaş olmaması dikkat çekmekte. beraber. Batılı ülkelerde global krizin etkileriyle zaman zaman toplumsal sıkıntı ve sancılar geçirdi. Kapitalizmin cazibesine alışmış olan batılı ülkeler, global kriz karşısında hazırlıksız yakalandılar. Batan bankaları kurtarmak için ABD ve AB ülkeleri acil önlemler almak durumunda kaldılar. Dünya global krizle çalkalanırken Çin alttan alttan kendisini geliştirerek, dünya ekonomisinde söz sahibi olmanın mutluluğunu yaşadı. Dünya global krize kilitlenirken Çin ise adımlarını daha geniş atmaya, dünya ekonomisinde çok büyük söz sahibi olmaya devam etti. ABD ve AB savaşlara yatırım yaparken Çin ise ekonomiye yatırım yaparak, ağırlığını dünya üzerinde daha da hissettirmeye başladı. ABD ve Rusya stratejik, politik hesaplarla uğraşırken, Çin ekonomiye ciddi şekilde yatırım yaparak dünyanın dev gücü olma yolunda bayağı mesafe aldı. Rusya ve ABD Dev Çin'in uyanışı karşısında panikleşmeye başladı. Bu nedenle ABD ve Rusya politikalarında değişikliklere giderek, ekonomik yapılanmalarını gözden geçirebilirler.
ABD ve NATO 2009 yılında özellikle Afganistan'da batağa saplandı. Dünyadan yardım alabilmek özellikle de diğer islam coğrafyasında yeni cepheler açmak için ABD yeni hesaplar peşinde. Savaşlara yatırım yapan ABD giderek çökmekte olan ekonomisini ve iflas eden politikalarını örtbas etmek için açacağı yeni cephelerle gündemi saptırmaya devam edebilir. Afganistan, Irak, ve Pakistanda savaşan ABD 2010 yılında bu cephelere Sudan, İran ve Suriye'yi de katabilir. Latin Amerika ve sosyalist bazı ülkelerle bir işbirliğinde bulunan İran antiamerikan cephesinin başını çektiği için saldırıya uğrayabilir. ABD ve AB her fırsatta İran'ın nükleer programını gündem ederek, İran'ı köşeye sıkıştırmaya çalışmaktalar.
İran'ın savaşa dahil edilmesi 3. dünya savaşını fitilini ateşlemek olur. İran'a açılacak bir cephe tüm dünyanın hem huzurunu kaçırır hem de zaten krizde olan dünya ekonomisi altüst eder. İsrail'in yapabileceği bir çılgınlık karşısında ABD direkt taraftar olarak kendisini savaşta bulabilir. Bu durumda zaten çöken ve ekonomik buhranda olan ABD'nin çöküşünü hazırlar. Bu nedenlerle 2010'un önemli gelişmelere gebe olabileceğini tahmin ediyoruz.
İnşallah 2010 daha güzel bir dünya için güzel günlerin içinde olduğu yıl olur. İnsanlık olarak temennimiz bu. Ne yazık ki dünya düzeni insanların umutları iyi dilekleriyle yürürülmüyor. Savaşı sermaye eden silah tüccarlarının yönlendirdiği politikalar dünya düzenine yön veriyor.
Tüm savaş yanlılarına, emperyalist ve kapitalist anlayışlara rağmen umudumuz her barış, sevgi ve kardeşlikten yana bir dünya özlemi olmalı.
Tüm olumsuzluklara, savaşlara, afetlere rağmen 2010 yılının, sevgilerin silahlara galip geldiği yıl olması dileklerimle hoşça kalın.
Saygılarımla...