Dünyamız son günlerde ilginç olaylarla sarsılıyor. Bir taraftan doğanın bozulan dengeleri ile patlayan yanardağlar, eriyen buzullar, depremler ve seller. Bu afetlerin arkasından gelen kuraklık nedeniyle, zaten açlık çeken Afrika'daki bazı ülkelerde açlık tehlikesi had safhaya ulaştı.
Sayın okurlar,
Dünyamız son günlerde ilginç olaylarla sarsılıyor. Bir taraftan doğanın bozulan dengeleri ile patlayan yanardağlar, eriyen buzullar, depremler ve seller. Bu afetlerin arkasından gelen kuraklık nedeniyle, zaten açlık çeken Afrika'daki bazı ülkelerde açlık tehlikesi had safhaya ulaştı.
BM'den edinilen bilgilerde Somali'de açlık yüzünden can kayıpları artıyor. Her zaman olduğu gibi bu açlıktan en çok etkilenenler ise çocuklar olmakta. Son üç ay içinde açlıktan ölen çocukların sayısı 29 bin olmuş. Ölen çocukların hepsi beş yaşın altında. Ülkenin güneyindeki beş bölgede resmen açlık ilan edilmiş durumda. Gereken yardım ulaşmazsa 500 bin çocuk ölümle burun buruna gelecek.
İnsan olarak açlık çeken insanlara yardımda bulunmak elbette vazifemiz. Uzun zamandır açlık çeken insanların kuraklık ve açlık nedeniyle ölümlerinin artması nihayet dünya gündemini yoğun bir şekilde meşgul etti.
Açlık çeken insanların, çocukların ahı şu günlerde ekonomik krizle uğraşan kapital ülkelerin ekonomilerini altüst etti. Ekonomik nedenlerle sarsılan batılı ekonomiler birbirlerini kurtarabilmek için adeta seferber olmaktalar.
Bu aç insanlara yardım eli uzatmak tüm dünya insanlığının görevi olmalıdır. Özellikle Amerika ve Ab ülkeleri bir zamanlar sömürgeleri olan bu insanlara daha çok yardım etmeliler. Kapitalist ülkeler Afrika halklarının tabii zenginliklerini sömürerek kendi refah düzeylerini yükseltirken, onları açlıkla başbaşa bıraktılar. Batılı sömürgecilerin şimdi en azı vefakar davranarak, bu aç çocuklara yardım etmeleri gerekir.
AB ülkelerinde refah düzeyleri Afrika'da açlık çeken insanlardan, ülkelerden kat kat fazla olan Yunanistan, İspanya ve İtalya ekonomilerini kurtarmaya çalışanların bir dönemler yeraltı zenginliklerini sömürdükleri açlık çeken ülke halklarına gereken acil yardımlarda bulunması daha anlamlı olmaz mı? Neden bu konuda ağır davranmaktalar?
Hatta BM yetkililerinin açıklamalarında yoksulluk çeken ülkelere söz verilen, vaat edilen nakdi yardımların daha verilmediği açıklandı.
Açlığa, yoksulluğa duyarsız kalan ABD ve Batılı ülkelerin doğal afetler ve ekonomik krizlerle uğraşmasının nedeni mazlum ve aç bir şekilde ölen çocukların ahları olduğunu düşünüyorum.
Güzel bir atasözümüz vardır, "Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste..." işte bu gün sömürülerle elde ettikleri zenginliklerle refah bir yaşantı süren batılıların ekonomilerin sarsılmasında bu mazlum ve aç insanların ahlarının etken olduğu gözden kaçmamalı.
İslam dünyası özellikle bu rahmet ayında bu mazlum ve aç insanlara yardım ellerini şefkatle uzatmalı. Fitre ve zekatlarıyla açlıkla ölümle mücadele eden bu insanlara acilen ulaştırmalıdır. Ülkemizde Diyanet Vakfı, Kızılay gibi bir çok sivil toplum kuruluşları yardım faaliyetlerini sürdürmekteler. Belçika'da sivil toplum kuruluşları yardım kampanyaları düzenleyerek, muhtaç sahiplerine tez elden ulaştırılmalıdır.
Sevgili Peygamber Efendimizin Hz. Resulullah (sav)în güzel sözünü unutmayalım. "Komşusu açken, tok yatan bizden değildir" hadisi ışığında kampanyalara halk olarak bizlerde destek olmalıyız.
Sivil toplum kuruluşlarının verecekleri lüks mekanlarda iftar yemeklerinden ziyade daha sade iftar yemek programları yaparak, tasarruf ederek kampanyalara destek olmaları daha hayırlı olur diye düşünüyorum. İftar programlarının yardım kampanyalarına dönüştürülmeside yararlı olur.
Yardımlarınızla binlerce insanın yaşamını kurtarabileceğinizi unutmayınız.
Bu duygularla Ramazanınızı tebrik ediyorum...
Saygılarımla