UTANÇ LAĞIMINDA BOĞULUYORUZ

Biz, Belçika Atatürkçü Düşünce Derneği KADIN KOLU olarak bir süre önce Türkiye’de ve tüm dünyada kadına sistematik olarak uygulanan şiddeti kınamış “UTANIYOR VE KINIYORUZ- İMDAT” diye feryadımızı duyurmaya çalışmıştık. Ne kadar duyuldu bilemeyiz.

Biz, Belçika Atatürkçü Düşünce Derneği KADIN KOLU olarak bir süre önce Türkiye’de ve tüm dünyada kadına sistematik olarak uygulanan şiddeti kınamış “UTANIYOR VE KINIYORUZ- İMDAT” diye feryadımızı duyurmaya çalışmıştık. Ne kadar duyuldu bilemeyiz.

Ancak farkına vardık ki;  bu feryada verilen tepkilerin çok cılız olduğunu, insanların “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” aymazlığı içinde mecazen omuz silktiklerini gördük. Ve bir daha utanç içinde kıvrandık.
 
Veee...derken Türkiye’de geçen sene yaşanan bir skandalın bir sene sonra ortaya çıkmasıyla bir an bütün duygularımız felç oldu. Yaşları 11 ile 16 arasında değişen ilköğretimdeki erkek çocukların, yaşları 2 olan bir kız ve 3 olan bir erkek çocuğuna tecavüz edip birini boğup diğerini de ölüme terkettikleri haberi bildiğimiz bomba gibi değil atom bombası gibi yüreğimize indi.
 
Başımızı nerelere vuralım! Adına vahşet demenin bile hafif kalacağı bu olayı kınamak, utanmak, dövünmek, imdat istemek, “asmak-kesmek”fayda edecek mi?
 
Ülkelerin-Ülkemizin bu konularda daha radikal yasalarüretmesi gerekiyor. Eğitim sisteminin her vatandaş için hak olduğunu unutmadan iyileştirmek gerekiyor. Ama eğitimden sorumlu sayın bakan çıkıp “..bila bila.bila..Bu konuda Medya sorumludur..Falan-filan” gibi gevelemelerle konuya yaklaşıyorsa, vay halimize, yandı keten helvam!